TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri Çağrısı
TÜBİTAK TEYDEB tarafından 2020 senesinde yayımlanan ikinci proje çağrısı Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri çağrısını sizler için değerlendirdik.
TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri Çağrısı, KOBİ ölçeğindeki işletmeler için çağrılı olarak yürütülmeye başlanan 1501 ve 1507 kodlu programların ikinci çağrısı olarak 15.05.2020 tarihinde kurumun resmi web sitesinde duyuruldu. Bu duyurudan yola çıkarak, çağrının hangi işletmeler için uygun olabileceğini çağrı detayları çerçevesinde sizler için değerlendirdik.
TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri çağrısı, COVID-19 çağrısı gibi beklenmeyen bir çağrı olarak geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Bizler her ne kadar bu durumu, kurumun 2020/2 çağrısı olarak düşünüyorduk. Fakat kurum, TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri çağrısını yayımladıktan kısa süre sonra ilginç bir haber duyurdu. Henüz 2020/2 çağrısı detayları belli olmasa da, bu programa yazımıza konu olan Sipariş Ar-Ge kısa isimli çağrı haricinde 01.07.2020 – 02.09.2020 tarihleri arasında başvuru gerçekleştirilebilecek.
Biz şimdilik yazımıza konu olan TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri çağrısını değerlendirmeye çalışalım.
Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri ile proje paydaşları arasında yer alan “müşteri kurum” ve “işi yüklenen kurum” iletişiminin artırılarak güçlendirilmesi hedefleniyor. İzlenen bu strateji ile, işi yüklenen kurum KOBİ’lerin müşteri kurum büyük ölçekli işletmelere farklı roller verilmiş. Siparişe Dayalı Ar-Ge Proje çağrısı çerçevesinde tarafların üstleneceği rolleri şu şekilde tanımlamak mümkün:
Tedarikçi Kurum (KOBİ) – Yurtiçinde yerli olarak üretilmeyen fakat ana sanayinin kısa ve orta vadede ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri geliştirmek ve ticari kazanç elde etmek
Müşteri Kurum – Projeye konu olacak ihtiyacın yerli pazardan karşılanabilmesi için teknik ve yönetim alanındaki bilgi ve deneyimlerini tedarikçi işletmelere aktararak, ileriki dönem ihtiyaçların da yurtiçinden karşılanabilmesinin sağlayacağı avantajlardan faydalanmak
TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri Çağrısı vesilesiyle şu zamana kadar özel sektör oyuncuları arasında ortak proje yapma kültürüne katkı sağlayan projeleri de kısaca değerlendirmek istedik.
TÜBİTAK TEYDEB Ar-Ge Destekleri – Son 20 senede köklü değişiklik geçiren programların tamamında ortak proje başvurularını özendiren politikalar izlendi. Hem istatistikler hem de tecrübeler, ortaklı Ar-Ge projelerine özel sektörün sıcak bakmadığını gösteriyor. En son yayınlanan COVID-19 çağrısında bile başvuran 444 projeden yalnızca bir tanesinin ortaklı başvuru olduğunu ifade edelim.
KOSGEB İşbirliği Destek Programı – KOBİ’ler arası rekabet öncesi işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla dizayn edilen bu program, oldukça fazla teferruata ve prosedüre sahip. Bu tip projeleri yürütmek için yaptığımız görüşmelerde şu zamana kadar herhangi bir mevzuat engeline takılmayan proje yönetim altyapısı kurmayı başaramadık. Ama böyle yapıyı kurmak mümkün olmuş ki, kurum, 2020 Yılı Performans Programı çerçevesinde bu yönde bir istatistik yayınlamış
Hesaplama yöntemi, bizlere Stratejik Ürün Destek Programı çerçevesinde desteklenen kurum sayısını gösteriyor.
Stratejik Ürün Destek Programı – Siparişe Dayalı Ar-Ge projeleri çağrısına benzer bir amaçla başlatılan program, Sanayi Hamlesi Programı’nın bir parçası olmuş durumda. Makine imalat alanında açılan ilk çağrı çerçevesinde Ar-Ge gereken konularda TÜBİTAK TEYDEB (henüz bir çağrı yayınlanmadı), yatırım gerektiren konularda ise Stratejik Ürün Destek Programı’na başvurmak mümkün. Stratejik Ürün Destek Programı’nda ise büyük ölçekli bir kurumun satın alma garantörlüğü şartı mevcut. Bu da, programın bu yönüyle ortaklı projeleri desteklediğini gösteriyor.
Teknoyatırım COVID-19 Çağrısı – COVID-19 Mücadele Tedbirleri çerçevesinde belirli GTİP kodundaki ürünler için Ar-Ge şartı aranmadan başvuru yapılmasının yolu açıldı. Bu durumun güncelliğini ne kadar koruyacağı bilinmemekle birlikte, çağrı kapsamında proje sunan KOBİ’lerin üretilen ürünlere alım garantisi veren işletmelerle birlikte projelerini yürütmeleri bekleniyor. Değişen mevzuatla birlikte programın destek oranlarındaki illüzyon (%60 Destek oranının %70’i geri ödemeli, %30’u geri ödemesiz) nedeniyle tercih edilmiyor.
Uluslararası proje desteklerinde de durum farksız. SME-Instrument çağrılarında durumu değerlendirdiğimizde, 2014 senesinden beri bu programdan yalnızca 49 projenin destek aldığını görmek mümkün. Destek alan projelerin ise sadece 4 tanesi ortaklı proje olarak sunulmuş.
Son istatistikler, 2018 yılında Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları 13 milyar 24 Milyon TL olduğunu gösteriyor. Bu rakam, ülkemizde şu zamana kadar yapılan en yüksek Ar-Ge harcaması olmasına karşın toplam GSYH’nın yaklaşık %1’ini oluşturuyor. Harcamaların bir önceki yıla göre önemli oranda artması şüphesiz 4691 ve 5746 sayılı kanunlarda yapılan değişiklikler.
Türk sanayisinin belki geçmiş alışkanlıklarından belki de nitelikli girişim/işgücü/teknoloji ihtiyacını bir türlü yerli imkanlarla elde edememesinden ötürü ülkemizin hala ağırlıklı olarak “geleneksel üretim” girdabında. Yüksek teknolojiyi özendiren teşviklerle birlikte, KOBİ’lerde belirli bir Ar-Ge kültürü oluştu. Fakat aynı şeyi büyük ölçekli işletmeler için söylemek pek mümkün değil. Çünkü 2018 senesinde İSO 500 listesinde yer alan şirketlerden yalnızca 276 tanesinin Ar-Ge/Tasarım merkezi ünvanına sahip olduğu görülüyor.
5746 sayılı kanun bileşenlerinden “Siparişe Dayalı Ar-Ge Teşviği İndirimi” konusunun, büyük ölçekli işletmeler ile Ar-Ge’yi benimseyen KOBİ’ler arasındaki işbirliği için önemli bir fırsat sunduğu söylenebilir. Fakat bu fırsatın, taraflarda kalıcı ticari işbirliği yapma vizyonunun gelişmemesinden ötürü kullanılamadığı aşikar. Ar-Ge merkezi olan büyük ölçekli işletmelere verilen siparişe dayalı Ar-Ge projesi gerçekleştirme ödevi bu savı doğruluyor.
Ar-Ge istatistiklerinde, kanunun bu bölümünden faydalanan projelerin sayısına ilişkin bir ibare bulunmadığından şu zamana kadar kaç Ar-Ge/tasarım merkezinin siparişe dayalı Ar-Ge projesi gerçekleştirdiği takip edilemiyor. Bu noktada TÜİK’e her sene bize göre piyango usulü gönderilen ve son 10 senede soru seti açısından herhangi bir değişiklik göstermeyen soru formunu revize etmesini öneriyoruz.
Amaç gerçekten üzüm yemek mi?
Teşvik sistemlerinin işletmeleri işbirliğine özendirme durumunu incelemeye çalıştık. Burada amaç, üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi ya da bağcıların konuya duyarsızlıkları mı yorumu size bırakıyoruz.
Arka plan bölümünde de bahsettiğimiz konular dahilinde çağrının 4 ana amaca hizmet ettiğini söylemek mümkün:
Şimdi de üç alt başlıkta uygun başvuru sahiplerini değerlendirelim.
Çağrıya başvuru, ürüne ihtiyacı olan ve proje sonrası bir nevi proje çıktısını satın almayı taahhüt eden kurum tarafından gerçekleştirilecek. Proje yapısında rollerin, paydaşların mali büyüklüklerine bakarak iyi konumlandırılmaları gerekiyor. Çünkü başvuruyu gerçekleştirecek müşteri kurum, büyük ölçekli kurum olabileceği gibi tedarikçisinden daha yüksek mali büyüklüğe sahip farklı bir KOBİ’de olabilir. Örneğin, 10 Milyon TL net satış hasılatına sahip bir işletme müşteri kurum rolünde dilerse 1 Milyon TL net satış hasılatında bir KOBİ ile ortak proje yürütebilir.
Müşteri kurum, proje paydaşı olarak tek bir KOBİ belirleyebileceği gibi birden fazla KOBİ’ye de görev verebilir. Örneğin, yapay zeka tabanlı iş zekası yazılına ihtiyaç duyan bir büyük işletme; yazılım geliştirme sürecinde tek bir KOBİ’yi veya yapay zeka algoritması için bir KOBİ’yi, iş zekası algoritması için bir başka KOBİ’yi görevlendirebilir. Bu esneklik, çok disiplinli konularda – özellikle savunma ve otomotiv – ana sanayi kuruluşları için önemli bir fırsat yaratabilir.
Başvuru gerçekleştirecek müşteri kurumun, tedarikçileriyle tüzel ya da organik bağının bulunmaması gerekiyor. Her iki işletmenin uyması gereken diğer bir kural ise, projeye ister müşteri kurum ister tedarikçi kurum statüsünde katılım gerçekleştiren her işletmede projeyle ilişkili disiplinlerden mezun olmuş en az bir teknik personel yer alması gerekliliği.
TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri Çağrısı bütçesini 30 Milyon TL olarak belirlenmiş. Bu bütçe, hem müşteri kurum, hem tedarikçi kurum, hem de destek kurumu arasında belirli oranlarla pay edilmiş bütçe anlamına geliyor. Çünkü çağrı dokümanında kabaca bu üç paydaşın projeye yapacakları mali katkılar; müşteri kurum için %40, TÜBİTAK TEYDEB için %40, tedarikçi kurum için ise %20 olarak ifade edilmiş.
Mali katkı oranları dikkate alındığında TÜBİTAK TEYDEB’in çağrı bütçesindeki katkısının aslında 12 Milyon TL olacağı görülüyor. 2019 yılından bugüne yapılan hamlelerle ticari açıdan etkin projeleri desteklemeyi hedefleyen TEYDEB’in maksimum proje bütçesi dikkate alındığında çağrı çerçevesinde en az 12 adet projeyi destekleyeceği söyleyebilir. Son destek karar yazısı yorumlarını dikkate aldığımızda diPMO olarak bu sayının 45-50 adet projeye çıkabileceğini ifade edebiliriz.
Çağrıya başvurmak isteyenler, 17 Ağustos 2020 tarihine kadar ön kayıt prosedürünü tamamlamalılar. Başvuruyu “müşteri kurum” üstleneceği için ön kayıt süreçlerinin de bu kurum tarafından yürütülmesi gerekiyor. 31 Ağustos 2020 saat 17:00 ise PRODİS üzerinden proje başvurusu yapılması için belirlenen son tarih.
Çağrıya sunulacak projelerin destek öncesi değerlendirme süreçlerinde bir değişiklik bulunmamakta. Yine proje bütçesine göre ziyaretli hakem değerlendirmelerinin yapılacağından bahsedilmiş. Fakat ifade ettiğimiz üzere başvuru sahibi “müşteri kurum”, Ar-Ge faaliyeti yürüten ise “tedarikçi kurum” olacak. Bu çerçevede, bize göre ziyaretlerin her iki kuruma da yapılması gerekiyor. Kurum, bu noktada yayımladığı sık sorulan sorular da dahil olmak üzere herhangi bir bildirim yapmamış.
Öte yandan COVID-19 sürecinde ziyaretli yerine uzaktan görüşme prosedürünü uygulayan TEYDEB’de izlenen bu yöntemin değerlendirme süreçlerinin oldukça kısa sürede yapılmasına katkı sağladı. Özellikle COVID-19 Hızlı Çağrı süreçleri için hazırladığımız projelerin, proje tesliminin ardından 6 günde sözleşme aşamasına geçmesi, bürokratik etmenler ve mevzuat değişiklikleri nedeniyle uzayan süreçlerin kısalması adına bizlere umut verdi. Yeri gelmişken TEYDEB 2020 sürecinde bizim ofisimiz tarafından sunulan tüm projelerin hakem değerlendirme süreçlerinin de 1 ay gibi rekor bir sürede tamamlandığını ifade edelim.
Değerlendirme kriterleri, bu senenin başında geçerli olan TEYDEB 2020 çağrılı proje destekleriyle birebir aynı. Tek farkı, ek puanlama kriterinin olmaması. Destek alan projelerde eşik puan değeri ise 60. Bu kriterleri hatırlamak isteyenler, burada yer alan yazımızın “TÜBİTAK TEYDEB Ar-Ge Desteklerinde Çağrılı Projeler Dönemi Değerlendirme Süreçleri” bölümünü takip edebilirler.
Siparişe dayalı Ar-Ge projeleri çağrısında, proje izleme süreci iki aşamada gerçekleşecek. İlk aşama, proje süresince yapılacak olan izleme. Prosedür olarak tıpkı 150x projeleri gibi izleyici ziyaretleri ile yürütülecek süreçte, dönem raporları beyan süreleri değiştirilmiş. Ocak-Haziran aylarındaki faaliyetleri kapsayan dönem raporu Nisan, Temmuz-Aralık ayları faaliyetlerini kapsayan dönem raporu ise Kasım ayında sunulacak şekilde bir planlama yapılmış. Sürecin başvuranların muhasebe kayıt sistemlerine etkisini azaltmak adına yapılan bu düzenleme ilk defa TEYDEB 2.0 sürecinde dile getirilmiş fakat uygulamaya alınamamıştı.
İkinci izleme ise, ürün geliştirildikten sonra başlayacak. Ticarileşme aşaması izleme süreci olarak tanımlanan bu süreçte ziyaretli/ziyaretsiz izleyicilerin görevlendirilmesi bekleniyor. Bu sürecin süresi ise, TEYDEB GYK tarafından belirlenecek.
Programa başvuru yapan projeler, ürün geliştirme (destek süresi) için en fazla 24 ay, geliştirme sonrası ticarileşme (destek sonrası izleme) için en fazla 24 ay olmak üzere destek kapsamına alınacak. Alt sınırlar bilinmemekle birlikte, destek süresinin maksimum 48 ay olacağı ifade edilebilir.
Ar-Ge sürecini üstlenecek tedarikçi kurumun desteklenmesinde TÜBİTAK TEYDEB ile birlikte ürüne ihtiyaç duyan müşteri kurum da rol oynayacağından bahsetmiştik. Destek mekanizmasındaki bu değişiklik, destek ödeme süreçlerini de etkiliyor. Bu kapsamda, bir dönem boyunca gerçekleştirilecek çalışmalar sonucunda dönem raporunun bileşenlerinden mali raporda beyan edilen proje bütçesinin dolaylı vergiler harici kısmın %40’ı, ilk aşamada müşteri kurum tarafından ödenecek. Ödemenin ardından proje süresince izleme prosedürüne geçilecek ve bu süreç sonunda uygun bulunan dönem giderlerinin %40’ı tedarikçi işletmeye ödenecek. Çağrı kapsamında transfer ödemesi süreçleri işletilmeyecek. Yani tedarikçi kurum, ön ödeme imkanlarından faydalanamayacak.
Daha önce başvuran kurumların da bildiği üzere, TEYDEB’in desteklediği projelerde destek tutarının belirlenmesi iki aşamada gerçekleştirilir. İlki, desteklemeye esas proje maliyetinin belirlendiği proje destek öncesi değerlendirme süreçlerinde gerçekleşir. Komite, projenin hangi şartlarda destekleneceğini destek karar yazısı ile başvuru sahibine bildirir. Tekrarlayan prosedürlerle yürütülen dönem raporu hazırlık süreçleri sonunda yapılan değerlendirmelerde izleyici dönem içinde harcaması tamamlanan fakat proje için uygun bulmadığı gider kalemlerinde kesintiye gidebilir. Bu kesintiler, işletme kaynaklı istismarlardan kaynaklandığı gibi değerlendiricinin kendi gözlemleri ile de gerçekleşebilir. Bu zorlu süreç, kimi zaman proje demir üçgen dengesinin bozulmasına dahi sebebiyet verebilir.
Yeri gelmişken değinmek istediğimiz bu hususu çağrıya farklı rollerle başvurmayı planlayan proje paydaşları için örnek bir vaka üzerinden analiz etmeye çalışalım.
Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri Çağrısı’nda Tarafların Sağlayacakları Mali Katkılar
Şu zamana kadar anlattıklarımız gösteriyor ki, fikirden ticarileşmeye kadar olan süreçte en az iki katılımlı bir yapı var. Bu iki yapı da yaptığı çalışmaların sonucunda kendi çıkarlarını maksimize etme amacıyla hareket edeceklerdir. Bu noktada, ticarileşme aşaması hak sahipliğinin taraflar arasında proje öncesinde belirlenmesini faydalı buluyor ve tarafların en az proje fizibilitesi kadar bu sürece de yoğunlaşmalarını tavsiye ediyoruz.
Çağrı çerçevesinde bir kez satışı olacak nitelikteki proje çıktılarının ve/veya yalnızca destek sayesinde müşterisine ürün geliştirecek ve hak devri yapacak KOBİ’lerin yukarıdaki örneği de dikkate alarak hareket etmeleri gerekliliğini vurguluyoruz.
Yeni çağrının, ülkemizdeki işbirlikçi yapıların artmasında katkı sağlaması temennisi ile yazımızı resmi kaynakların yayımladığı linklerle bitiriyoruz. Sorularınıza bir Drift kadar uzağız!
TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri İçin KOBİ Destekleme Çağrısı Duyuru Metni
TÜBİTAK TEYDEB Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri Çağrısı Metni